The Libertines ilk çıktığından beri müziğinden ziyade grubun iki liderinden biri olan Pete Doherty’nin seks, uyuşturucu ve rock ‘n’ roll hikâyeleri meşgul etti basını. Çünkü söz konusu olan alelade bir grup değildi. Kimisine göre (daha doğrusu NME’ye göre) The Clash ve The Smiths’in karışımı, 21. yüzyıl Britanya’sının Franz Ferdinand ile birlikte ilk efsanesi, hatta günümüzün Rolling Stones’u olarak gösterildi grup (Bu arada Franz Ferdinand’a da Beatles rolü verilmiş durumda).
Yine de bir şeyler var bu dörtlüde. İlk 45’likleri, ‘What A Waster’ gerçektende yeni bir sesin habercisiydi. Çiğdi, sokak ağzıydı (What a divvy /What a fuckin’ div /Talkin’ like a moron /Walking like a spiv… ?!), enerjikti. O hepimizin özlediği punk şarkısıydı adeta. İlk albümleri «Up The Bracket» da fena değildi. Evet, güneş en sonunda tekrar İngiltere’nin üzerine doğmuş, onlara yeniden dünyayı değiştirebilecek bir grup hediye etmişti.