Döneminin «dünya barışı sağlayıcısı» Amerikasını daha önce hiç olmadığı kadar nefret kasırgası altında bırakan bir thrash çılgını gruptur Sacred Reich. Kati sürede, ağır ve açık bir dilde eleştirel bir yapıya sahip olmuştur
85 de bir araya gelen ilk ve son dörtlü : «Phil Rind [vokal-gitar] , Jason Rainey [gitar] , Wiley Arnett [gitar] , Greg Hall [davul] «
ABD’nin San Fransisco kentinde, bugüne dek birçok thrash grubunun doğumuna sahne olmuş «Körfez Bölgesi»nde çıkışını yapan Sacred Reich 1987’de çıkan ilk albümü, Reagan döneminin saldırgan antikomünizminin ve latin amerika daki ABD destekli kontraların giderek daha yüksek sesle suçlanmaya başladığı bir döneme denk düşünüyordu. Albümün adı da amerikan işgalciliğine bir karşı çıkışı ifade etmekteydi: «Surf Nicaragua» Babalar albümle aynı adı taşıyan şarkıda gençlere şöyle sesleniyolardı : «Demokrasi için savaşıyorsun, Ve amerikan tarzı için, Ama ülkende değilsin, Burada ne işin var?, diye sorsan da kendi kendine, Artık çok geç, Managua’dasın» Grup emperyalist saldırganlığa psikolojik zemin hazırlama amacını güden büyük ölçüde de başaralı olan Rambo uydurmalarına meydan okumaktaydı: «Örendiğimiz dersleri ne çabuk unuttuk, Vietnam’dan bahsediyorum, önce danışmanlar gider, Ardından askerler, Beş para etmez bir savaş daha, Ve ufukta bir yenilgi» Sacred Reich’ın seçtiği tür grubu «metal» olarak adlandırılan diğer türlerden ayırıyor. Thrash popülerleştikçe ırkçı-kadın düşmanı veya «apolitik» bir nitelik kazanmaya başlayan rock gruplarına karşı bir tepki olarak İngiltere’de doğan punk’ın muhalifliğine sıkı sıkıya tutunmuş bir tür olarak ortaya çıktı. Ama Sacred Reich başlangıçta birçok politik mesaj veren ve sonra «Biz politakadan anlamayız» diyerek kestirip atan diğerlerinin aksine, müziğin politikanın dışında olamayacağını çok iyi biliyordu. En kestirme bir biçimde «yoğunlaşmış enerjinin örgütlü dışa vurumu» olarak tanımlanabilecek olan thrash metal belkide ilk kez desteklenmeye değer bir politik kimliğe kavuşmuştu. Bu kimliğin en göze çarpan özelliği «muhalif», «radikal» gibi tanımlamalarla göklere çıkarılan ve daha sonra hiçde öyle olmadığı anlaşıldıktan sonra aynı hızla unutulup giden veya Metallica gibi «kulvar değiştiren» grupların aksine gençliğin yaşadığı sorunlara çözüm önerileri getirmesi, aptallaştırılmış amerikan gençliğini düşünmeye zorlamasıydı. Sacred Reich adını da punk müziğin o «şok edici» geleneğinden alıyor : «Kutsal Reich(Devlet anlamında)» Kendini düşmanın yerine koymak olarak ifade edilebilecek bu «tersten muhalefet» grubun diğer akımlara adadığı şarkılarda direkt anlatıyor. Sacred Reich, sözleriyle artık bir şeyleri değiştirme çağrısı yaparken, müziğiyle de etkiliyordu. Rock ve punk müziğin hardcore gibi «en gürültülü» türlerinin sırf bu gürültünün «geleneksel» olanı ürkütücü etkisi nedeniyle muhalif olduğunu düşünenler vardır. Oysa Sacred Reich söz ve müzik uyumuna önem veriyor oldukça kabul edilebilir bir gürültü çıkarıyor, bir yandan da amatör ruhunu yitirmemeyi başarıyordu. Aynı bölgeden çıktığı Testament gibi yaygın bir üne kavuşamamasında da plak şirketleriyle pazarlığa oturan, para için müziğini satmayan bu ruh etkili oldu belki de.
Sacred Reich, «Amerikan tarzı»nı kalbinden vuran en büyük ve en iyi thrash metal grubudur.
karapapak