|
|
şimdilerde öğrendim ben mutluluk gülünç ve fazla tatlı bi kalbi var acıların aslında işte burdasın yanıbaşımda çok yakın sesin kulaklarımda fısıltıyla uzak kadın namını haketmiş sesin kadar zarif adın yüzüme felci indiren hafifçe güldüren tadın içimdeki fırtınadan sana bi damla sıçramaz mı içimdeki dalgada boğulmak nasip olmaz mı ne düşünüyorsun gözlerin uzanmış semalara kurtul artık kutuplardan bu memleket dardır sana aşk acıysa özlemimdir acının antiği eski bir masaldı sanki delirmişin seçtiği öpülmüş dudakların hayatın sırrı gibi çözülmemiş 21 hilal ki bugün görünmemiş iç geçirdiğim zaman diş geçirmek imkansız bakmaya çekinmiş bulut kızl ve utanmış zor bir adam olduğumu söylüyorlar kapalı bir kitap gibiymişim bundan her zaman yakınırım çok güzel bir kadındı... bilirsiN konuşamazdık ve bakışamazdık iki hece dilimde büyür iki gözün gözümde kalmaz bil ki bu semtten de taşınmış antikacılar senin gelgitindi benim içimde antik acılar Onu çok sevdim sadece.. sadece bunu nasıl göstereceğimi bilemedim ruhumun güzelliğini sunduğumu sandığım camekandan bozma parlak vitrinlerim terkedilmiş meğerse kimse benim sunduğuma bakmamış ta yansıyanla kislerinde saçlarını düzeltmiş halbuki ben hep en altında yaşadım aşkı on başım seyit gibi omuzlarımda taşıdım antik acıma reğmen duygularına acıdım antik acılar aldı tozlu depoya taşıdı şimdi o depo hep eskilerimi kusuyor ve eskiler beni çağırıyor eskiler biliyor eskiden olsa kalemi itelerdim zorla artık yazmak istemiyorum kalem kendi koşuyor gözüme değidiyinde gözün yanakların kirazı ne güzel de anlatmıştı oysa sad-i şirazi nefretle bakarsan yusufu çirkin görürsün varsa sevgi ucunda şeytanı melek görürsün dostum uykuya çekildi hıyanetler mevsimi isteksiz ve arzusuz bi teşekkür merasimi şimdi satın alır hepsini eski zaman parası Dilimizde hep eski zaman aşkları ve yarası bilirsiN konuşamazdık ve bakışamazdık iki hece dilimde büyür iki gözün gözümde kalmaz bil ki bu semtten de taşınmış antikacılar senin gelgitindi benim içimde antik acılar
HATA BİLDİR
|
|
|
|
Yorum Yapın