Şarkı Sözünü Düzelt
Şarkıcı
Şarkı
Kömür gözlüm Bu sana belki de beş yüzüncü çığlığım Duymuyorsun değil mi? Yok yok duyuyorsun da umursamıyorsun Peki… Peki… Peki Pantolonumda kireç tutan beyaz tortu var ya Üç yıldır yapışıp kaldığım tahta bankın eseri O bank artık seni özlemiyormuş Bende senle bekledim sen ağaç oldun da Ben zaten ağacım diyor Sonra trenlerle konuşuyor bazen gelip geçen Kimi zaman hasret eriten Kimi zaman da hasret çektiren yaşlı kara trenlerle Onlara soruyor haber var mı Görmedik diyorlar Çok hasret çok vuslat gördük gönle giden Gönülden giden ve hatta ölüme giden Ama o habersiz görmedik diyorlar… Görmedik diyorlar Sonra şehirlere gözüm takılıyor Gelip geçen trenlerin üzerine kazılı şehirlere Bazen bir ufak şehirden bir metropole uzanan Raylar üzerinde gidiyor ihtiyar külçe Hangi şehir diyorum Hangi şehir kabul etmez ki bi kişiyi daha Onlarca binlerce kişiyi barındıran Şu koskoca Ankara mı dar geldi sana ha Sonra bir rüzgar esiyor ılık ılık Ankara garından Başımı çeviriyorum kokun gelir mi diye…Yok Paslı tekerin parlak rayda giderken çıkardığı keskin amonyak kokusu Yani yine aynı koku Bilmem kaç tren geldi geçti Kaç ses çınlattı kulağımı Kaç tren korkuttu beni Yok yok sen beni bu kadar kimsesiz bırakmazsın Bırakmazsın değil mi ha kömür gözlüm Koskoca üç yıl boşuna beklemedim seni değil mi İnsanlar gelip geçiyorlar buradan Hepsinde ayrı bir heyecan ayrı bir hüzün ve bekleyiş belki Ama aynı olan şey bana acıyla bakmaları Aldırmıyorum artık Çocuklar beni görünce annelerinin arkasına saklanıyor İnsanlar karşımdan gelirken yolunu değiştiriyor Tiksintiyle bakıyorlar bana Sen hiç öyle bakmazdın Kar yağmamış saçlarımın arasına parmaklarını sokup Başımı göğsüne çekerdin Koklardın saçlarımı bende seni Gözlerimin içine bakıp Ölürsem beni gözlerine gömsünler derdin Bende sana kömür gözlüm derdim Gençlik parkı şahitlik ederdi vurgunluğumuza Yok yok böyle olmayacak Sen bana gelmiyorsun ya O halde ben geliyorum kömür gözlüm… Kömür gözlüm Hava da kararmaya başladı Yürüyorum bak ağrıyan dizlerime rağmen Seni götüren lanet trenin yolunda bende sana geliyorum kömür gözlüm Kulağımda hala sesin çınlıyor biliyor musun? O narin, nazik, buğulu sesin hoşçakalına alışamıyorum Peki onu bölen kahrolası siren de neyin nesi Kulağımı kemiriyor sus sus be lanet Hava karanlık, ya karşımda doğan güneş de neyin nesi Yaklaşıyor çığlık çığlığa Ah be kömür gözlüm ne vardı gitmeseydin Beni öldürmeseydin Bu insanlar neden el sallıyorlar bana Bi şey mi anlatmaya çalışıyorlar Koskoca üç yıldır farkımda olmayan, umursamayan insanlar? Şimdi neyi umursuyor? Ya bu ses, bu güneş? Neden bana koşuyor? Yoksa sen misin o gelen ha? Yoksa seni benden götüren raylar, tekrar geri mi getiriyor? Bak, kapattım gözlerimi, açtım kollarımı, seni bekliyorum. Gel! Kömür gözlüm