Septic Flesh grubu 1990 senesinde kuruldu. İlk EP’leri “Temple of the Lost Race”i 1991 Aralık’ında çıkardılar. (Bu ilk çalışmaları ilgi gördü ve hayranları tarafından şu anda bir kült gözüyle halen el üstünde tutulmakta.) Bu EP’den iki parça ve Morpheus(The Dreamlord) isimli yeni parçalaryla “Morpheus Awakes” promo albümlerini yaptılar. Bu çalışma onları Holy Records şirketiyle anlaşmalarını sağladı.
“Mystic Places of Dawn” ilk uzun albümleri oldu. 1994 Nisan’ında piyasaya çıkan albüm öylesine farklı ve orijinal bir sound’a sahipti ki müzik otoriterleri albümü “Dreamy Death Metal” olarak nitelendirdi. 1994 yılında grup “Esoptron” adlı yeni albümleriyle döndü. Bu albümde grup, müziğininin temposunu biraz yavaşlatmıştı ve tarzlarına daha çok doom öğesi katmıştı. Ülkeleri Yunanistan’ın etnik melodilerini kullanmaya ise devam ediyorlardı.
Bir sonraki albümleri “Ophidian Wheel” Mayıs 1997’de rafları süsledi ve grubun ününü daha da arttırdı. Bayan vokal Natalie Rassoulis’in kadroya katılması ve gitarist Chris Antoniou’nun sayesinde müziğin neoklasik özellikler de taşımaya başlamasıyla grup kalitesini yükseltti.
Septic Flesh’in bir sonraki albümü “A Fallen Temple” oldu. Bu albümden sonra bayan vokal Natalie Rassoulis gruptan ayrıldı. Ve grup tarihlerine bir yolculuk yapmak istedi. İlk çalışmaları “Temple of the Lost Race” parçalarını tekrar kaydetmek üzere Praxis Stüdyoları’na girdiler. Eski parçalarının yanında beş tane de yeni parça kaydettiler. Özellikle “Marble Smiling Face” ve “The Eldest Cosmonout” gibi parçaları kısa sürede büyük ilgi görüp tanındı.”The Eldest Cosmonout” parçası için grup ilk kez video klip çekti. Sonraları bu parçayı, hayranları için hazırladıkları bir ektra CD’ye dahil ettiler. Dört tane de bonus parça içeren bu CD’nin adı “D.N.A.”ydı. Namı diğer “Dark New Age”.
1999, Fredrik Nordström prodüktörlüğünde yapılan “Revolution DNA” albümünün senesiydi. “Nephilim Sons”, “Last Stop to Nowhere”, “Age of New Messiahs”, “Android” ve “Chaostar” gibi parçaları içeren bu albüm grup için yepyeni bir soluk niteliğindeydi ve hayranlarını fazlasıyla tatmin etti. Hatta grubun en iyi albümü olarak değerlendirildi. Holy Records şirketinin hayalgüçlerini ve heveslerini sınırladıklarını düşünen Septic Flesh, bu albümlerinden sonra yeni bir şirket arayışı içine girdi. Geçici olarak Harvest Music’le anlaştılar ve aylar süren kapsamlı bir arayıştan sonra nihayet 2001’in sonlarında yeni müzik şirketlerini buldular: Avrupa’nın death metal fabrikası olarak bilinen Hammerheart Records…
2002 yazında grup yeni albümleri için İsveç’te stüdyoya girdi, altı hafta sonra “Sumerian Daemons” albümünü kaydetmiş olarak çıktı. Grubun şimdiye dek yaptığı en sert ve en vahşi çalışma olan “Sumerian Daemons“ Septic Flesh adı altında çıkan son albüm oldu ve grup, “saldırganlığı, asiliği, hızı, klasik senfoniyi ve şeytani bir karanlığı” bir potada erittikleri bu albümle hayranlarına veda etti. [Zira grup 2003 senesinde çeşitli nedenlerden dolayı dağıldı.]
Grup 2007 ile bir «reunion» kararı aldı ve Fransız şirket «Season of Mist» etiketli Communion albümü 2008’de yayınlandı.